Çelik’in basın açıklaması şöyle: " 1100 Akademisyenin Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Güneydoğu’daki bazı ilçelerde sokağa çıkma yasağı uygulayarak vatandaşlarını açlığa ve susuzluğa mahkum etmekle, yerleşim yerlerine ağır silahlarla saldırmakla, anayasal ve uluslararası hukuku ihlal etmekle, bölge halkına katliam yapmak ve bilinçli sürgün politikası ile suçlayan bildirisinin ciddiye alınır ve kabul edilebilir bir tarafı yok.Her fırsatta demokrasi, barış, vatan, millet edebiyatı yapan bu güruh, vatanı bölmek isteyen, büyük- küçük, Türk-Kürt demeden halkı katleden, asker ve polisimizi şehit eden, evleri, okulları, camileri yakıp yıkan, kamu mallarına zarar veren, vatandaşı tehdit edip rehin alan PKK terör örgütünü ve yandaşlarını kınamak yerine, bölgede yaşayan halkın can ve mal güvenliğini sağlayan, bu uğurda askerini, polisini şehit veren devleti suçlu ilan etmesi, kabul edilebilir bir durum değildir.Türkiye Cumhuriyeti Devleti asırlar öncesinden gelen köklü ve güçlü yapısıyla demokratik bir hukuk devletidir. Ülke sınırları içinde hukuka aykırı, ülkenin ve vatandaşın güvenliğini tehdit eden bir durum sözkonusu ise, devletin buraya müdahale etmesinden daha doğal ne olabilir. Kaldı ki, bölgede yaşanan terör olayları had safhaya ulaşmışken ve tüm şeffaflığı ile Dünyanın gözü önünde cereyan ederken, uluslararası gözlemcilerin bölgede inceleme yaparak rapor hazırlaması istenmesi, Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve onun hukuk organlarına güvensizliği ifade etmektedir.Bir yanda terörist faaliyetlerle amacı ülkeyi bölüp parçalamak olan PKK, diğer yanda vatanın ve ülkenin bölünmez bütünlüğünü, kamu düzenini tesis etmeye çalışan Devletimiz.Tarafları ve amaçları bu kadar açık olan iki taraf arasında, terörizmi destekler mahiyetteki bu sözde bildiriye imza atanlar, suç işlemişlerdir ve adalet önünde mutlaka hesap vermeleri gerekir.Ana muhalefet Partisi CHP’nin de bu bildiriye ‘‘ifade özgürlüğü, bildirinin yanındayız’’ şeklindeki destekleyici açıklamaları düşündürücü ve Chp’nin arka plandaki düşüncelerinin bir tezahürüdür. İlimizde bulunan Sakarya Üniversitesi’nden de bu bildiriye imza atan 3 akademisyen var. Bunlardan bir tanesi CHP Sakarya İl Başkanı Sayın Ayça Taşkent’in oğlu Serkan Taşkent. Ana muhalefet partisi CHP’nin İl Başkanı olması hasebiyle kamuoyu Sayın Taşkent’ten bu konuyla ilgili bir açıklama beklemektedir.Sonuç olarak, bir ülke kendi bekasını, halkın huzur ve güvenliğini sağlamak amacıyla yasa dışı faaliyetleri yapanlarla mücadele ediyorsa, hiç kimse buna devleti katliam yapmakla, vatandaşını mağdur etmekle suçlayamaz.Unutulmamalıdır ki, terörizmle mücadele güvenlik güçlerinin yanında toplumunda terörizme karşı topyekün mücedele vermesi, huzur ve güven ortamının sağlanması açısından zorunludur.Dünyanın neresinde, kimden ve nereden gelirse gelsin, terör örgütlerini, destekçilerini ve terör faaliyetlerinin tümünü lanetliyoruz. Sözde bildiriyi yapan akademisyenleri de kınayarak takdiri Yüce Türk Halkına ve kamuoyuna bırakıyoruz.Vatanı ve bayrağı uğruna şehit olan tüm güvenlik güçlerimize Allah’tan Rahmet, yakınlarına sabırlar, gazilerimize acil şifalar diliyorum. Allah tüm güvenlik güçlerimizi korusun, kolaylıklar versin, muzaffer kılsın’’.
SİYASET
20 Ocak 2016 - 21:43
Güncelleme: 20 Ocak 2016 - 21:50
Çelik'ten Bildiriye Kınama
1100 Akademisyenin imzaladığı sözde bildiriye bir tepki de AK Parti Serdivan İlçe Başkanı Osman Çelik’ten geldi.
SİYASET
20 Ocak 2016 - 21:43
Güncelleme: 20 Ocak 2016 - 21:50
İlginizi Çekebilir