İşte Hasbaş'ın yazısı;
15 Temmuz sonrasında kafamda deli sorular.
Hele açığa alınan, gözaltına alınıp tutuklananlara bakınca sorularımın sayısında ciddi artış oldu.
Baksanıza; Valisi, kaymakamı, paşası, amirali, işadamı, hakimi, yargıcı, doktoru, imamı… Kısaca her yerde bunlar çoğunlukta veya güçlüymüş…
Öyleyse neden darbeye kalkıştılar?
İşte tam bu soruya geldiğimde tıkanıyorum.
Bir dostun gönderdiği bir yazıyı okuyarak bu hainlerin derdini anlamaya çalışıyorum. Yazıdan alıntılarla yapılmak isteneni anlatmaya çalışacağım ama hala kafamda oturtamadığım konular var.
Yıllarca benim güzel ülkemi birilerinin kucağına oturtmuş bu şerefsizler desem, belki derdimi daha iyi anlatabilirim…
Cemaat Irak’ı ABD’ye teslim eden KESNİZANİ gibi.
KESTİNAZİ tarikatı nedir?
Kürtçede ‘Kimse bilmiyor’ anlamına gelen ve Saddam rejiminde çok yaygın olan tarikattan haberi olanınız varmıdır bilemiyorum.
Benimde Doç.Dr Ramazan Kurdoğlu’nun “Hollywood ve Kabala’nın 13. Havarisi Evanjelizm” kitabından bir alıntının dost tarafından bana iletilene kadar haberim yoktu. Doçent kitabında Irak’ın, Amerika’ya altın tepside sunuluşunda bu tarikatın oynadığı rolü anlatıyor.
FETÖ şimdi ki adı ve terör örgütü. Eski haliyle hizmet veya cemaatin Irak’ta yapılanı bizim ülkemizde yapmak istediği aşikar.
Kimbilir bizim bilmediğimiz kaç operasyon yapıldı bu yolla.
Ordunun beynine yerleşen, Milli Eğitimin içinde öbeklenen, yargıda, sağlıkta birçok devlet kurumunda METESTAS yapan dindar görünümlü hain örgütü bilmeyen yok. Ama yaptıklarının veya yapacaklarının bilinmesi lazım.
Dindar görünümlü hainler Kuran-ı Kerim falan okumuyorlardı. Amerikan uşağının kitaplarını okuyorlar. İçinde dini bilgiler falan yokmuş baksanıza. İçinde ne kadar kabala öğretisi olduğunu anlayana kadar bizim ülkemizi paketlemeye kalkıştılar.
Bugün söylemek ne kadar işe yarar kestiremiyorum. Ama hala hainlere inanan veya “neden sokaklardayız” diyenler varsa bilmeli diye düşünüyorum.
FETÖ örgütünün Türkiye’de Türk devletlerinde açtıkları MİSYONER okullarında ne kadar masum gencin beynini yıkayıp kendilerine köle yapıp, hain planlarına hizmet ettireceğini yetiştirdiklerini hesaplarsak durumun vahameti daha net ortaya çıkar.
Tehlike görünenden büyük. Çürümenin ne kadar derinleştiğini anlamak için illa Türkiye’nin de savaşa girip Ankara ve İstanbul’u teslim mi etmesi gerekiyor?
Ve yeniden mevzumuza geri dönelim.
Ülkenin her hücresine yerleşen, METESTAS yapan dindar görünümlü hainlerin darbeye kalkışmalarının nedeni bence; Kılçığı alınmış balık gibi bizi birilerine servis etmekti. Hain, şerefsiz alçak dindar görünümlülerin en büyük emeli buydu.
Bu sebep sizi yeterince tatmin etmiyorsa devlet refleksi ile temizlik yapacaktı. Bunun önünü kestiler de diyebilirsiniz.