İşte Gökdemir'in o yazısı;
Çok değil bundan 5 gün önce, “DİYARBAKIR YOLCUSU KALMASIN” başlığında bir yazı yazmış, “Bu maçı da kazanıp 8’da 8 yapacağım. İnanmasam bu maça gitmek istemezdim” demiştim. Gittim, gördüm, yazdım…
Diyarbakır hava alanına indikten bininceye kadar, Diyarbakır Amed Sportif Tesislerinde oynanan bu maçın tüm stat görevlileri, polisler ve Diyarbakırlılar, Diyarbekirsporlular, inanılmaz bir ev sahipliği yapıldı bize. Hele hele Sakarya’dan geldiğimizi öğrenince “Hoş geldiniz. Hepimiz Sakaryalıyız” denmez mi?
Stat içinde maç öncesi Sakaryasporu Diyarbakırlıların, Diyarbakırspor’u da sakaryaspor taraftarların tribüne çağırıp ayakta alkışlaması, hangi takıma karşı ne zaman yapılmış ki bize yaptılar?
Sonra sahneye bizim Turgay Özbalkan çıktı ve özel olarak yaptırdığı Gaffar Okkan pankartıyla da tüm stat tarafından ayakta alkışlandı.
Tüm Diyarbakırlılara ve Diyarbakırsporlulara ayrı ayrı teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımı gönderiyorum.
8 TANE YÜZDE YÜZLÜK GOL POZİSYONUMUZ OLDU
Sakaryaspor, önceki maçlara oranla ayağa daha çok pas yapan, pas yapa yapa rakip yarı alana yerleşen, yan top ortalarıyla goller arayan, kalecisi sıfır hata ile oynayan, orta sahası karınca gibi çalışan, forveti de elinden geleni yapmaya didinen bir Sakaryaspor vardı. Şu kötü oynadı dersem yalan olur. Sadece 50 ile 65.dakikalar arası hariç ki bu dakikalarda beraberlik golü gelse, mümkünü yok, oradan puanla dönemezdik.
Sakaryasporun tam 8 net gol pozisyonu, Diyarbakırspor’un da tam 5 net gol pozisyonu vardı. Bu 13 pozisyondan sadece 1 gol çıktı ve onu da biz atıp altın değerinde 3 puanla döndük.
Şahane bir şey başardık şahane. Kim bilir, belki de bizim şampiyonluk maçımız oldu bu ne dersiniz?
PENALTI DEĞİL, PENALTININ ATASINI VERMEDİ HAKEM!
Şimdi de önemli dakikaları paylaşayım sizlerle…
22.dakikada Altuğ’un sağ çaprazdan 6 pasa kestiği topa Fatih dokunamadı.
41.dakikada Serdar’ın kullandığı köşe vuruşunda, ön direğe koşan Zafer, tam burnumun dibinde, rakip ceza alanı, ön direk dibinde yaka paça çekilerek düşürüldü. Ondan seken topa Coşkun tam kafayla topu ağlara gönderecekti, o da arkadan öyle bir çekildi ki yok böyle bir şey. İkisi de penaltı, hatta penaltının babası falan değil atası atası! Hakem korktu resmen. Çünkü penaltıyı verse Diyarbekirsporlu oyuncuyu da bariz gol şansını engellemekten atacaktı, rakip 10 kişi kalacağı için yemedi(!) atamadı. Verse o penaltıyı, hem rakip 10 kişi kalacak hem de ilk yarıyı 0-1 önde tamamlayacağız. 2.yarı daha kolay olacak.
Çok şükür hakemin engellediği golü, 2.yarının hemen başında attık.
İlk yarıda gol olmadı. 2.yarıya iyi başladık. Hem de o kadar iyi ki gerçekten nefis bir gol izledik.
51.dakikada, sol taraftan yaptığımız atakta, sol açık Fatih arka direğe doğru nefis bir orta yaptı. Buna sağ bek Fikret, kafayla uçarak topu ağlara gönderdi.
55.dakikada Coşkun’un kaleye gönderdiği topu, Diyarbekirsporlu Abdurrahman çizgiden çıkardı. 78’de, yüzde yüzlük bu atağımızda, Erçağ’ın sağdan ortaya çevirdiği topu Talha 3 metreden, arka direkte, bomboş kale yerine topu yan ağlara attı.
MÜMİN’İN GOLLERİ BUZ GİBİ GOLDÜ!
Oyuna Coşkun’un yerine 87.dakikada giren Mümin, 2 gol attı, ikisi de ofsayt gerekçesiyle iptal edildi ki, bana göre de ikisi de ofsayt değil.
Attığı ilk golde, Diyarbakırsporlu Fahrettin, kaleciyle birlikte kendi kalesine daha yakın, Mümin ise onların gerisinden gelip golü atıyor. Yan Hakem, Talha’nın ortasında, topun ayaktan çıkan ilk topu değil de Mümin’in topla buluştuğu ana ofsayt kaldırıyor ki küllen yanlış. Yiyor bariz bir golümüzü. Arkasından yine Talha ama bu kez rakip sağ tarafından. Ceza alanına doğru giriyor, Mümin’e çıkartıyor. Mümin bu kez topun gerisinde ve ofsayt yok. Bu gol de ofsayt gerekçesiyle iptal ediliyor.
Düşünün işte Mümin’in nasıl bir oyuncu olduğunu.
Oyuna girdi, 3 dakika oldu. Rakip kalede 3 gol pozisyonu buldu. Demek ki Coşkun ile birlikte çift santrafor falan oynasalar neler yapacağız neler?
O bir golcü beyler, bir kaleci, stoper, ön libero veya oyun kurucu değil. Karıştırmayın diğerleriyle. Dolayısıyla Mümin’i de kazanmamız lazım. Bu da ilk 11’de oynatarak olur bence, ya da daha fazla oynayarak…
Adama lazım olan tek şey moral, motivasyon, teşvik. Gerisini o getirir zaten. Tıpkı ilk yarıda Bodrumspor’da attığı 15 gol gibi…
MURAT ATÇI’YA TEŞEKKÜR
Her ne kadar bana YAZMAYIN dese de,
Diyarbekirspor-Sakaryaspor maçında, beni kırmayıp sponsor olan Hendekli Ahmet Atçı’nın da oğlu olan, aynı zamanda Sakaryaspor ve Adapazarıspor’da yöneticilik yapan Murat Atçı kardeşime, hem kendi adıma ve hem de benim organizemle gelen gazeteci arkadaşlarım adına çok ama çok teşekkür ediyorum.
Onun yaptıklarından sonra benim bu teşekkürüm ne ki?
Hakkını helal et kardeşim. Allah sana ve ailene bol bol kazanç, sağlık, afiyet, bereket, huzur ve mutluluk versin inşallah…