Proje Kordinatörü Ali Akıllı ve Edebiyat Öğretmenleri Cahit Öner ile Canan Başer Borlukçu eşliğinde Adapazarı, Serdivan, Akyazı, Karasu ve Kocaali ‘de okullarda mehmet akif üzerine yapılan okumalar sonucunda öğrenciler yaklaşık 10 okulda sunumlar gerçekleştirecekler. Aralık ayı içerisinde ilk sunumlarını Cemil Meriç Sosyal Bilimler Lisesinde gerçekleştiren öğrenciler Mart ayı sunumlarının ilkini Sakarya Anadolu Lisesinde yaptılar. Edebiyat Öğretmeni Cahit Öner moderatörlüğünde yapılan sunumda öğrenciler şu konulara değindiler ;Tes-iş Adapazarı Anadolu Lisesi öğrencisi Nursema Öncel ;
Peki Akif neden Milli Mücadeleye destek verdi ? Çünkü Akif dinine bağlıydı yani dindar bir insandı. Hayatında en çok önemsediği şey diniydi ve bunun yanında son kalenin de yani islam aleminin son kurucusunun Osmanlı olduğunu savunduğu için islam alemi birliğinin zedelenmesine göz yumamazdı. İşte bu nedenle Akif devletini ve milletini kurtarmak için her türlü fedakarlığı yapmıştı.Cemil Meriç sosyal Bilimler Lisesi Öğrencisi Beyzanur Mengen ;Akif'in kafasında bir gençlik tasavvuru vardır. Ona göre İslam'a sıkı sıkı tutunmuş , ilhamını kendi tarihinden almış ve zaten İslam dininde farz olan ilim ve fen ile yoğrulmuş bir genç nesil şarttır .Daha iyi anlamak için bir örnek verecek olursak : Bir bitkinin nasıl ki en önemli ve en verimli kısmı kökleri ise ; gençlikte bir ülkenin en verimli ve en önemli kısmıdır. Nasıl ki kökler topraktan alınan su ve mineralleri bitkinin yapraklarına kadar ulaştırıyorsa ; gençlikte İslam'dan aldığı ilim ve feni , birlik ve beraberliği ülkeye öyle ulaştıracaktır. Nasıl ki kökler toprağa tutunarak hayat buluyor ise , aynı şekilde gençliğin de İslam 'a öyle tutunması şarttır. Ve nasıl ki her bitki Güneş'e doğru dönüp , ışığını ondan alıyorsa , ülkeye de Güneş gibi ışık tutacak , yolunu açıp , önderlik edecek ancak onun ecdadıdır , tarihidir !Cemil Meriç sosyal Bilimler Lisesi Öğrencisi Dilara Selçuk;1908-1918 yılları döneminde Akif bakımından "Mütefekkir Akif" dönemi diyebiliriz. İslam'ın nasıl anlaşılması gerektiğini gösterir, batıcılara cevap verir. Almanya ve Necid seyahatleriyle Batı'yı ve Doğu'yu daha iyi tanır. Fikir ve tenkidlerini gerek şiir ve gerek yazı halinde asıl bu dönemde verir. Akif Birinci Dünya Savaşı sırasında görevli olarak "Teşkilat-ı Mahsusa" kanalıyla Almanya'ya ve Hicaz'a gitmiştir. İngilizler ve Fransızlar sömürgelerinden topladıkları müslüman askerleri " İstanbul’u işgal edip halifeyi esir aldılar" propagandasıyla aldatarak Osmanlı Devleti'nin müttefiği olan Almanya'nın üzerine sürüyorlardı. Bütün benliğiyle "İslam birliği" idealine sarılmış olan Mehmed Akif, kendisine Teşkilat-ı Mahsusa aracılığıyla gelen teklifi tereddüt etmeden kabul etti ve Almanya'ya giderek Tunuslu Şeyh Salih ile birlikte , farkında olmadan Osmanlı Devletine karşı savaşan ve Almanlar'a esir düşen yüzbine yakın müslümanları aydınlatmaya çalışmıştır.. Akif hayatının her safhasında ülkesi ve milleti için çalışmış bunu da eserlerinde ortaya koymuştur.
Peki Akif neden Milli Mücadeleye destek verdi ? Çünkü Akif dinine bağlıydı yani dindar bir insandı. Hayatında en çok önemsediği şey diniydi ve bunun yanında son kalenin de yani islam aleminin son kurucusunun Osmanlı olduğunu savunduğu için islam alemi birliğinin zedelenmesine göz yumamazdı. İşte bu nedenle Akif devletini ve milletini kurtarmak için her türlü fedakarlığı yapmıştı.Cemil Meriç sosyal Bilimler Lisesi Öğrencisi Beyzanur Mengen ;Akif'in kafasında bir gençlik tasavvuru vardır. Ona göre İslam'a sıkı sıkı tutunmuş , ilhamını kendi tarihinden almış ve zaten İslam dininde farz olan ilim ve fen ile yoğrulmuş bir genç nesil şarttır .Daha iyi anlamak için bir örnek verecek olursak : Bir bitkinin nasıl ki en önemli ve en verimli kısmı kökleri ise ; gençlikte bir ülkenin en verimli ve en önemli kısmıdır. Nasıl ki kökler topraktan alınan su ve mineralleri bitkinin yapraklarına kadar ulaştırıyorsa ; gençlikte İslam'dan aldığı ilim ve feni , birlik ve beraberliği ülkeye öyle ulaştıracaktır. Nasıl ki kökler toprağa tutunarak hayat buluyor ise , aynı şekilde gençliğin de İslam 'a öyle tutunması şarttır. Ve nasıl ki her bitki Güneş'e doğru dönüp , ışığını ondan alıyorsa , ülkeye de Güneş gibi ışık tutacak , yolunu açıp , önderlik edecek ancak onun ecdadıdır , tarihidir !Cemil Meriç sosyal Bilimler Lisesi Öğrencisi Dilara Selçuk;1908-1918 yılları döneminde Akif bakımından "Mütefekkir Akif" dönemi diyebiliriz. İslam'ın nasıl anlaşılması gerektiğini gösterir, batıcılara cevap verir. Almanya ve Necid seyahatleriyle Batı'yı ve Doğu'yu daha iyi tanır. Fikir ve tenkidlerini gerek şiir ve gerek yazı halinde asıl bu dönemde verir. Akif Birinci Dünya Savaşı sırasında görevli olarak "Teşkilat-ı Mahsusa" kanalıyla Almanya'ya ve Hicaz'a gitmiştir. İngilizler ve Fransızlar sömürgelerinden topladıkları müslüman askerleri " İstanbul’u işgal edip halifeyi esir aldılar" propagandasıyla aldatarak Osmanlı Devleti'nin müttefiği olan Almanya'nın üzerine sürüyorlardı. Bütün benliğiyle "İslam birliği" idealine sarılmış olan Mehmed Akif, kendisine Teşkilat-ı Mahsusa aracılığıyla gelen teklifi tereddüt etmeden kabul etti ve Almanya'ya giderek Tunuslu Şeyh Salih ile birlikte , farkında olmadan Osmanlı Devletine karşı savaşan ve Almanlar'a esir düşen yüzbine yakın müslümanları aydınlatmaya çalışmıştır.. Akif hayatının her safhasında ülkesi ve milleti için çalışmış bunu da eserlerinde ortaya koymuştur.