Murat Mengen'in yazısı şu şekide;
Toplu Sözleşme sürecinde elde edilen birçok kazanım Milli Eğitimin hantal yapısına içerisinde değersizleştirilmeye, etkisizleştirilmeye çalışılıyor…
Süreç ilk olarak anaokulu, ilkokul ve ortaokul müdür yardımcılarının tuttukları nöbet ücretlerinin ödenmemesiyle başladı…
Neymiş efendim,
Ortaöğretim müdür yardımcılarının yönetmeliğinde görev tanımı içerisinde nöbet geçiyormuş, ama diğerlerinde yokmuş…
İyi de,
Madem, yönetmelikte böyle bir eksiklik var o zaman, bu eksikliği gidermek yerine toplu sözleşme kazanımını değersizleştirecek resmi yazı yazacağınıza, sıkıntıyı düzeltme yoluna gitseydiniz ya…
Bu olaydan kısa bir süre önce ise;
Aynı Milli Eğitim kısa bir süre öncesinde illere gönderdiği resmi yazıda ise Toplu Sözleşme kazanımlarının hemen hayata geçirilmesini istiyordu…
Yani anlayacağının,
Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu….
Bir başka sıkıntı ise;
Ocak ayında öğretmenlerimizin görev yaptıkları açık lise sınavlarının ücretinin ödenmemesiyle ilgili…
Yine toplu sözleşme elde edilen en önemli kazanımlarından birisi de, sınav ücretlerindeki adaletsizliğin ortadan kaldırılmasıydı…
Yaklaşık 4,5 aydır ödenmeyen sınav ücretleri şimdi yeni bir sorunla daha da karmaşık hal aldı…
Milli Eğitim Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nın hantal yapısı ve çözüm odaklı olması gerekirken, sorun odaklı bürokratik işleyişi yüzünden eğitimcilerin yaşadıkları sorunlar gittikçe büyüyen çığa dönüştü…
Yine aday öğretmenlerimizin aldığı “eğitim ve öğretim hazırlık ödeneği”…
Bir bakıyorsunuz bazı okullarda bütün aday öğretmenlerimiz eğitim –öğretime hazırlık ödeneğini almış, ancak bazı ilçelerde ve okullarda ise aday öğretmenlerimize bu ödenek ödenmemiş…
Haydi, belki geç kalınmıştır diye düşüneceksin, ama…
Aday öğretmenler:
“-Hocam, falanca ilçenin falanca şube müdürü dedi ki…
“-Siz, bu ödeneği alamazsınız… Ödenek verilenlerden de bu para geri alınacak.”
Şimdi, çık çıkabilirsen işin içinden…
Adam sanki, Milli Eğitim Bakanı veya Maliye Bakanı... Kendisine ait olmayan bir konuda açıklama yaparak, tedirginliğe ve huzursuzluğa sebep oluyor…
Yalnız, bir konuda Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm taşra teşkilatıyla birlikte tebrik de etmek gerekir…
Bir sendika genel merkezi, valiliklere bir yazı göndermiş…
Valilikler de doğal olarak İl Milli Eğitim Müdürlüklerine havale etmiş yazıyı…
Yazının içeriğinde Eğitim Bir Sen’in üyelik çalışmalarında baskı yaptığını iddia ediyor… -“Adamlar okul okul geziyorlar ya, oradan biliyorlar!”-
İl Milli Eğitim Müdürlükleri ise, yazıyı incelemeden, doğruluğunu kontrol etmeden bütün okullara yazıyı yollatarak, bu yazıda geçen mesnetsiz ifadelerin, bileri tarafından kullanılmasına zemin hazırlıyor…
Hiçbir çalışma yapmayan, üyelerine dönük hiçbir kazanım sağlayamayan, nerede bir kaos varsa orada olan bu sendika; ülkesinin maddi ve manevi kalkınması için kendi üstüne düşen sorumluluğun her zaman hakkını vermiş, bu uğurda bedeller ödemiş bir teşkilata iftira atması ilk defa olmamıştır da…
İl Milli Eğitim Müdürlükleri’nin bu oyuna alet olmaları kuşkusuz, sorgulanması gereken en önemli noktadır…
Daha da ilginci önemli ve acil birçok konuda diğer İl Milli Eğitim Müdürlüklerine göre yavaş hareket eden bizim İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz bu konuda kendisinden beklenenin aksine çok hızlı performans göstermiştir…
Tebrik etmek lazım…