İşte Zafer'in o yazısı;
Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen “16. Uluslararası Sapanca Şiir Akşamları” 11 Ekim Salı günü başladı.
Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı İbrahim Aktürk, kültür sanat sezonunun başladığı Ekim ayında Sakaryalıları şairlerle buluşturacaklarını söyledi.
Zamanlama için kutluyorum. Doğrusu buydu.
11 – 15 Ekim arasında söyleşi ve imza günleri, paneller, şiir sunumları ve dinletiler var. Bu da doğru ve gereklidir. Sapanca göl kıyısında final gecesinde 25 ulusal 7 uluslararası şairi dinleyeceğiz. Açılış konferansını, 1996’da Telve’de canlı yayında şiirlerini birlikte okuduğumuz Hüsrev Hatemi verdi, katılamadığım için üzgünüm.
Gecenin haberlerine baktım, salon dolu değil, şiir sever kız kardeşlerimiz kadar ilgi göstermemişiz, niye?
Bu işlerin katılımcısı yapanlarından ibaret olsa bile, bu ilgi, bu sayı az, üniversiteden, STK’lardan tanıdık yüzler aradım boş koltuklarda, fotoğrafta göremedim.
Kültür sanat, maalesef, Sakarya için değil sadece, her yerde, hala biraz üvey evlat, bu eksiklikle ciddi mücadele etmemiz gerektiğini, 15 Temmuz sürecinde anlamış olmalıyız. Sakarya Büyükşehiri tenzih ederim, bürokratlarının çabalarının da, Zeki Başkanın desteğinin de farkındayım ama kabul edelim ki, mala davara faydası yok gözüyle bakılıyor bu işlere, kültüre, sanata.
Bir de şu bela var, bu işleri ve yapanları beceriksizlikle suçlamak bir sinsi bela ve kötü bir alışkanlıktır, o işi yapanın yerine aynı işi yeni yapanlar gelince de, o eleştiriler unutuluverir nedense, eski tas eski hamam gider işler, beğenmezlikler ve suçlamalar da tabii. Ayinesi iştir kişinin oysa.
Özellikle uzun zamandır yapılan işlerde, kurumsal hafıza yok sayılmamalı, eskinin iyi yanları geliştirilmeli, eksikleri tamamlanmalı, yenilikler için de, geniş tabanlı bir ortak akıl devreye sokulmalıdır, erbabına sorulmalıdır, bizden başkalarının da şiirden anlamasından, beklentilerinin ve eleştirilerinin doğru olmasından gocunulmamalıdır.
Liselerde söyleşi ve imza günleri, Sakarya Üniversitesi ve Taraklı ilçesinde şiir sunumlarıyla etkinliklerin şehrin farklı mekanlarına yayılması iyi ama final gecesi için mesela, yaşayan şahidiyim, şairlerin özgeçmişlerinin nasıl sıkıcı olmadan dinleyiciye aktarılması meselesi, bunun en azından önceden okutulup, şairin portresiyle ekrandan yayınlanması gibi basit bir estetik çözüme, sahne, ses düzeni, arkadaki ekranın doğru kullanılması gibi son derece önemli başlıklara yeni bir bakış açısıyla yaklaşmak gerekir.
16 yıldır çok mu kötüydü organizasyon? Katılımcılar mı yanlıştı, az meşhurdu? Tabii ki değil. Hiç değil. Elden gelen nice zorlukla mücadele edilerek yapıldı bu etkinlik, nankörlük etmek doğru değil, öncülerine ve emektarlarına, Mustafa İsen’e de, Hasan Duruer’e de, Fahri Tuna’ya da teşekkürler. Dönemin Adapazarı ve Sapanca belediye başkanlarına da. Bugün bunu sürdürenlere olduğu gibi.
Doğrusu, iş gelip paraya dayanıyor tabii. Bütçe işi bu iş. Büyükşehirin şiir akşamlarını sahiplenmesi bu nedenle hem önemli hem sevindirici, hem de umut verici.
Sakarya’da, daha doğrusu Adapazarı’nda, 80’lerin sonundan itibaren bir parçası olduğum, olmak durumunda kaldığım kültür sanat etkinlikleri hakkında sanırım ilginç şeyler söyleyebilirim.
Elbette şehir de, kültürü de, etkinliklere etki eden isimler de yenileniyor, değişiyor, öyle de olmalı fakat 1992’de “Türkiye’de Sosyal Değişme” konulu paneli, ASM’de düzenlerken ne Sakarya Büyükşehir vardı, ne şiir akşamları, ne iktidar, ne SAÜ’de binlerce öğrenci, ne de edebiyatçılar. Adapazarı Belediyesi vardı, o da sosyal demokratların şiirden, sanattan anladığı kadar. Selahaddin Şimşek, “Şehirler kültürleri kadardır” diye didinip duruyordu, kimsecikler yoktu ortada. Kimse de değillerdi zaten, sayılmazlardı, çünkü iktidar yoktu ortada. Şimdi var. Ne yok peki? Bu soruya çalışalım.
O günleri hatırladığım için beni dinlemek zorundasınız diyecek kadar taze de değilim, yaşlı da!
Gelgelelim, gölün kenarında, sahneyi uçuran rüzgarda, ayakta bir kaç defa üşüye titreye final programını sunmuş biri olarak da elbette söyleyeceklerim var, Sapanca ve Sakarya için son derece önemli bu etkinlik hakkında. Söylenecek çok şey var ama, bu yazıda değil, daha sonra belki. Hele bir okusun şairler şiirlerini. Kimler dinliyor ve memnun kalıyorlar mı, bir bakalım.