ORMER Kudüs Salonu’nda 16 Ekim Cuma günü gerçekleştirilen konferansa konuşmacı olarak İstanbul Şehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara katıldı.
Konferansta Selefiyye’nin ne olduğu, Selefiyeliğin tarihi, farklılıkları ve çeşitleri konularına değinen Prof. Dr. Büyükkara, “Ahmed İbn Hanbel, İbn Teymiyye ve Muhammed İbn Abdülvehhab gibi âlimlerin farklı tarihi düşünce çizgilerini biz çağdaş Selefiyye olarak tanımlıyoruz” dedi. “Selefiyye” adının çıkış noktasından da bahseden Büyükkara, “Selefin din anlayışı, dine bakışı, dinden ne çıkardığı ile ilgili bütüncül bir dini formatı benimseyen kesimler, Selefiyye olarak adlandırılıyor” ifadelerini kullandı.
Çok farklı Selefi anlayışların olduğuna işaret eden Büyükkara, sözlerine şöyle devam etti: “Selefiyye, dilinde söylediği veya kalbinde taşıdığı şeyi amele dökmektir. 20’nci yüzyılda kullanılmaya başlanan ‘Selefiyye’ tabiri yeni bir isimdir. Daha öncesinde ise bu ismin yerine ‘Ehli Hadis’, ‘Hanbeliyye’ gibi tabirler kullanılmıştır. Farklı Selefi yapıların her biri, kendisini Selefi olarak tanıtmış, fakat hiçbiri birbirlerini Selefi olarak kabul etmemiştir. Dünyadaki 1 milyar 600 milyon Sünni Müslüman nüfusun neredeyse yüzde 95’i Selefi olmayan, başta Hanefilik olmak üzere Şafilik, Malikilik, itikatta Maturidilik ve Eşarilik gibi mezheplerin etrafında buluşmuştur.”
Vahhabilik, Selefiliğe siyasilik katmıştır
Kökeni Selefiliğe dayanan Vahhabilik mezhebinin, Selefiliği siyasileştirdiğini ifade eden Büyükkara, “Selefilik, Vehhabilik ile beraber Suudi Nizam içinde siyasallaşmıştır. Tekfircilikle beraber siyasal gücü arkasına alıp silahlı anlamda taciz etmiş ve bunun ismini de cihat koymuştur. Selefilikte apayrı bir kanal açmıştır” diye konuştu.
Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara, konferansın sonunda ise katılımcıların sorularını yanıtladı.