Kıyamet kopar. Dünya tersine döner, her şey allak bullak olur. Ekonomimiz batar, demokrasi elden gider. Ülke bölünür…
Gerçekten bu veya benzer olumsuzluklar yaşanır mı?
Parlamenter sistem yerine başkanlık veya adına ne denirse densin sistem değişikliğinde kıyamet falan kopmaz. Ülke bölünmez, ekonomimiz çökmez.
Kişisel fikrim ülkeyi ya da geniş kitleyi ilgilendiren mevzulardan dolayı karşı çıkılmıyor sistem değişikliğine.
Birileri bir daha meclise giremeyecek, Ankara’dan aday atayamayacaklar diye karşı çıkıyor değişikliğe. Sadece sistem değişikliğine değil bunun konuşulmasına bile karşı çıkmalarının başkaca sebebi olamaz…
Ülkenin yönetileceği sistem tartışılırken seçim sisteminde köklü bir değişikliğe gidileceği umuduyla bu fikirdeyim.
Mevcut seçim sisteminde demokrasi olduğunu savunanları anlamakta güçlük çektiğim için sistem değişsin istiyorum.
Mevcut sistemle seçilen ve Ankara’da bizi temsil ettiğini düşünen sözde cesur, özgüveni olmayan, yanlış yapabileceklerini dahi kabul edemeyen, sorun çözemediklerinin farkında olmayan, dinlemeyen sadece konuşan, kendilerine oy verenleri hor gören en önemlisi bir halt olduklarını sananların sürekli seçilemeyecekleri bir sisteme geçilmesini istiyorum.
Meclise gidene kadar mütevazi, meclise gittikten sonra partinin ileri gelenlerine yaranmak için çalışan vekillik bitsin istiyorum. Vekillerin seçildikleri insanlara sırt dönmelerinin önüne geçen bir sistem gelsin istiyorum.
Şimdi birileri çıkıp senin istediklerine parlamenter sistem içerisinde değişiklikler yapılarak ta ulaşılabilir diyecektir.
İyi niyetli, saftirik bir yaklaşımla bakarsak sorunun mevcut sistem üzerinde giderileceğine inanırdım. Dar seçim bölgesi gelecek, seçilmek isteyenler önce kendi bölgelerinde rüştünü ispat edecek gibi bir sistemin gelebilme ihtimali hiç yok.
Dar seçim bölgesinde rakiplerini geride bırakacak kapasiteye sahip birisi çokta kazımaz partinin etkilisi ve yetkilisini.
Hiçbir genel başkan kendi otoritesini sarsacak bu sisteme geçilmesine de izin vermez.
Dolayısıyla kökten bir çözüm ile vatandaşın seçim yapabileceği bir yapının oluşması lazım.
Konuyu çok uzatmaya dallandırıp budaklandırmaya gerek yok. Sistem değişikliğinin felaket olduğu düşüncesinde değilim. Ama öncesinde bu konunun doğru zeminde tartışılmasının yarar getireceği kanısındayım.
HDPKK temsilcisi Selahattin’in kullandığı dil veya bazı CHP temsilcilerinin kullandığı dille bu mesele tartışılmaz.
SORUN YAZMAYACAĞIM!
Sakarya’nın sorunlarını bir iki gün yazmama kararı aldım. Nasıl olsa şehrin pardon iktidarın vekilleri sorunları takip etmeye başladı.
Dosya hazırlayıp Afyon’da düzenlenecek kampta arz edecekler.
Gülmemek için kendimi zorladığım çok olmuştur. Vekillerin sorunların çözümü için çalışıyoruz türünden açıklamalarını duyunca gülesim geliyor.
Örneklemek için yazıyorum.
Sakın algı yapmaya falan çalıştığımı düşünmeyin. Size de söylüyorum sayın vekil alınganlık yapmayın.
Karapürçek duble yolu kaç AK Parti kampı geçirmiştir?
Bin yataklı hastane için benimle iddiaya girecek vekil varsa buyursun gelsin. Bin yataklı hastaneyi 2019 yılına kadar yatırım programına bile aldıramayacaksınız.
“Bırakın bin yataklı hastaneyi vekiller mevcut hastanelerin eksik personelini bile gideremez” diye yazacağım bu sefer birileri feryat edecek. En iyisi vekillerin sorunların çözümü için çalıştıkları masalına inanıyormuş gibi yapayım bende.
Bölge adliyesiyle ilgili konuşan kimse var mı? Allah tekrarını yaşatmasın. 15 Temmuz darbe girişimiyle unutturulup gitti o mevzu. Şimdi sorsanız o dönem açıklama yapan vekillere “Kardeş darbe girişimi oldu” diyerek sanki “darbe girişimi olmasa adliye açılacaktı” pozu verecek.
Mevzu anlaşılmıştır her hal. Şehrin sorunlarıyla ilgilenilmediği gerçeğini şimdilik askıya alalım. Afyon kampı sonrasında yeniden ele alır kimin ne kadar şehir için mücadele ettiğini anlatırız.
MEDYA
17 Ekim 2016 - 17:13
Güncelleme: 27 Ekim 2016 - 17:21
Sistem Değişirse Ne Olur?
Adapostası köşe yazarı Güven Hasbaş, başkanlık sistemi ile ilgili bir yazı yazdı.
MEDYA
17 Ekim 2016 - 17:13
Güncelleme: 27 Ekim 2016 - 17:21
İlginizi Çekebilir