Okullar yıkıl sın mı yıkılmasın mı? Tartışmasına şöyle bir dalıp çıkmak istiyorum.
Üç okulun şehir merkezinde olduğu, eğitim-öğretimin neredeyse sağlıklı yapılamadığından bahsedilerek taşınması gündemde epeyce yer buldu.
Şehir içinde yaşanan otopark sorununu çözebilmek içinde “Eğitime yetersiz” kaldığı ileri sürülen okulların Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkılarak şehir merkezinin dışında yeni okul yapılması marifetiyle iki sorunun birden çözülmesi öngörüldü.
Muhtemelen okulların taşınmasına karar verildiyse bizler, öğrenci velileri hatta şehir ayağa kalksa karar vericiler uygulama yapmaktan geri durmayacak.
Ancak yine de fikrimi belirtmek istiyorum.
Eğer şehrin geleceği planlanıyor ve okullar yarınlar da düşünülerek yıkılıp otopark yapılacaksa fikir beyan etmemek olamaz…
Hem kambersiz düğün mü olur!
Atatürk İlkokulu’nu Sabihahanımı yıkıp taşıdığımızda okulların bulunduğu alana giriş-çıkış yapacak araç yoğunluğunu nasıl bertaraf edeceğiz? Mevcut yollar ile şehir içinde araç yoğunluğu artırılmış olmayacak mı?
Belediye otopark sorununa çözüm bulmak için Sabihahanımı yıkmak yerine kendine yeni bir bina inşa edip oradan çıkmalı. Tıp Merkezi ve belediye binasının yerine ne yapmak istiyorsa yapsın. İster çok katlı otopark, isterse tek katlı…
Şehrin geleceğini planlayanlar, eğitim kurumlarını sahipsiz görüyor olsa gerek. Bürokratta, belediye de aynı partili olunca yıkmak, taşımak çok kolay olmalı. Eğer okul yıkıp taşımak bu kadar kolay ve cazip olmasaydı belediye başka çözümler üretmeyi denerdi…
Şehirde yaşanan otopark sorununu çözmekse mesele, karar vericiler kamulaştırma yolunu seçemezler mi? Şehrin dışına taşınacak okullar için ödenecek bedel bu alanda kullanılamaz mı?
Eğitim kurumlarının bina yetersizliği, gürültü gibi birçok konu gerekçe gösterilerek taşınabilir okullar. Çocukların dikkati dağılıyor, spor ve sosyal etkinlik alanları kısıtlı hatta yok denilerekte okulların taşınması planlansaydı emin olun “Taşınsın” diye ilk imzayı verenlerden olurdum.
Ancak okulların otopark ihtiyacı var denilerek yıkılacak olmasına gönlüm razı gelmiyor. Belediye otopark yapmak için kolay yolu seçmemeli. “Nasıl olsa okulların sahibi yok, bürokratta bakanlıktan görüş sorulduğunda olumsuz bir beyanda bulunamaz öyleyse okulları yıkalım” mantığıyla hareket edilmemeli.
Okullar çocuklar düşünülerek yıkılmalı. Çocuklar düşünülerek taşınmalı. Otopark yapılacak diye okul yıkılmamalı.
1MAYIS HAZIRLIĞI
1 Mayıs İşçi Bayramını Hak-İş bizim kentte kutlama kararı aldı. Çok mutlu oldum bayramın bizim kentte kutlanacak olmasından.
Hızla sanayileşen bir kentin insanları belki de bu vesile ile sendikalaşmak isteyecek. Toplu hareket etmenin, birlikten kuvvet doğarın farkına varır kent belki de…
Şehir dışından kaç kişi gelir kutlamaya bilemem. Ama ben 1 Mayıs’ta Kent Meydanı’nda olacağım.
Sakarya’nın emekçileri de meydanda olmalı.
Sakarya’da ki kutlamalarda görmek istediğim, duymak istediğim birkaç söz belki de pankartlar var esasında. Organizasyonu yapan Konfederasyonun yerelde ki temsilcileri büyük ihtimalle benden önce düşünmüşler ve hazırlık yapmışlardır muhtemelen.
Hükümeti uyarmak için…
Taşeron kanunu ile sürünen emekçinin yeni modelle köleleştirilmesini istemiyoruz.
Verdiğiniz sözleri tutun.
Sendika sizin maşanız değil emekçinin sesidir. Benzerinde birkaç cümle duymak veya görmek isterim meydanda.
Memurun, memur adayının, taşeronun veya kamuda ki emekçinin sendikaya korktuğu için değil hakkının korunacağını bilerek üye olmasının anlatılması bayramın konusu değil ama bu mevzunun da bir şekliyle anlatılması gerekiyor.
1 Mayıs İşçi Bayramı’nın şehrimde kutlanacak olması güzel. Umarım birlikte hareket etmenin güzel bir örneği sergilenir.